15 Ocak 2013 Salı

İlham

Nelerden ilham alırız hiç düşündünüz mü?

Bazen bir şarkı belki uzunca zamandır içimizde olan ama dile getiremediğimiz birçok şeyi ifade eder. Kahvemizi içerken kulağımıza çalan o ezgi karşısında şaşakalır ve o dakika duygularımıza tercüman olunmasının vermiş olduğu hafiflik bizi mutlu eder.

Kimi zaman bir film izleriz. Öyle bir sahne gelir ki ya da replik. Tanıdık gelir bize hissettirdiği duygu. Daha önce hiç bakmadığımız bir açıdan olayı dışarıdan bir gözle görmemize olanak sağlar.

Belki de gittiğimiz bir eğitimde, farklı farklı hayatlardan, meslekten, kültürden birçok kişi ile çok basit bir konu hakkında sohbet ederken buluruz içimizdeki o düğümün nasıl çözüleceğini. Çok basittir ve o cümlede bulmuştur bizi.

Kim bilir, belki de benim gibi deli bir dengesi olanlar kendileriyle aynada konuşurken fark ederler saklı fikirleri.

Hiç daha önce denemediyseniz size şiddetle tavsiye ederim kendinizle dertleşmenizi...

Başkasının gözünde göremediğimiz her cevap aslında kendi gözlerimizde gizli. Ve kendimize daha da yaklaştığımız her seferinde daha da tanıdık oluyor o gözlerin ne ifade etmek istediği. Onlar ki bizi asla yanıltmaz çünkü kalpten gelirler.

Belki biz görmezden gelebiliriz kimi zaman içten gelen sezgileri ya da sol omuzdaki meleğin söyledikleri daha çekici gelebilir ve kolay olan cazip gelebilir. Oysa kalp başına buyruktur. Özde ne varsa onu yansıtır ayna gibi. Kaçışımız yoktur. Bir kere onunla iletişim kurabilmeyi başarabiliyorsak artık kendi içimizdeki yolculuğa adım atmış oluruz ve gerisin geri bunun tadını çıkarmayı öğreniriz. Aslında çok basit olarak gördüğümüz birçok eylem, alışkanlık vs bize daha farklı bir tat vermeye başlar. Diğer bir deyişle hayattan zevk almayı keşfetmiş oluruz.

Martılar bu yüzden bazıları için çok anlam ifade eder, bazıları içinse sadece bir kuştur. Ya da mevsimler bazıları için sadece bir hava geçişi iken, bazıları içinse ruhun bir değişim döngüsüdür. Tazelenme ve keşif yolculuğunda bir boyut geçişidir.

Bu yüzdendir ki bazıları sürekli eleştirir, bazıları ise sebep sonucu didikleyip mevzuyu geliştirir. Kendine kapalı insan, etrafını algılamaya ve dünyaya da kapalıdır. Basit bir mantık. Kendini bilen insan, çevresini de bilmek ister bu yüzden sürekli gözlemler. Bilir ki, üstün olduğu yeteneklerini ve anlayışını herkesten öğreneceği bakış açılarıyla daha da geliştirebilir. Bu bir yarış değildir keza. Kendi içine yapacağı keşif yolculuğunun sınırlarını ancak bu şekilde sonsuzlaştıracağını bilir. "Ben oldum" diyemez bu yolculuğun tozunu bir kez yutan.

Kendinden ilham alarak yoluna devam eder. Sonrasında herkesten nasıl ilham alabileceğini de öğrenir. Bazen bir an, anı, gülümseme, hıçkırık olmaya başlar ilhamlar.

İlhamlara, karşılaştığımız fırsatlarda tesadüf ediyorken önceleri; şimdi bilinçle nasıl nelerden ilham alabileceğimizin farkındalığını kazanmış oluruz.








Hiç yorum yok: