20 Eylül 2017 Çarşamba

Pasifteyim

Her şeyi bırakıyorum. Çaba göstermeyi, aramayı, oldurmaya çalışmayı. Her şeyi kendi doğal akışına bırakıyorum.  Taşınma, ilişki her ne ise. İçime dönüyorum. Kendimi dinliyorum. Her şey olacağına varacak. İsteyen gelir, konuşur, oldurur. Doğru zamansa istediğim evi de bulmam için hayat beni yönlendirir. Çok güzel giden şeylerin son anda güzellikten çıkıp olumsuza dönmesinin muhakkak bir sebebi var henüz bilmediğim. Evet, odaklanmıştım; tertemiz bir hayata başlamak, yeni heyecan, yeni ortam, yeni ruh hali belki bana çok iyi gelecek diyordum. Ancak elimden bir şey gelmediğinde, kendimi yıpratmak yerine dinginliği tercih ediyorum. Umarım bu süre çok uzun sürmez. Aslında bana iyi gelen bir kişi var, eminim o gelse çok daha güzel olacak. Ama bu düzensizlikte ben kendimi toplayamıyorsam ondan da yaşadığı bu düzensizliği içinde bunu beklemem adil olmaz diyerek sessiz kalıyorum. Umuyorum bu olgunluğum isteksizlik olarak algılanmıyordur. Umuyorum hissettiğim bu yoğun duygu ve enerji ona uzakta da olsa ulaşıyordur. O da hissediyordur aynı şefkati ve güveni. Hayat, bildiğin gibi gel şimdi. Ben devreden çıkıyorum, kenara çekiliyorum.

13 Eylül 2017 Çarşamba

Akış

Hayatımın akışına bırakıyorum kendimi demiştim, akış sana doğru. Anlam yüklemeyeyim diyorum. Ama bunca tesadüf artık bir işaret olmalı. Bir iki değil ki... Sen bu kadar içimdeyken sana bu kadar uzak olmak diye düşünürken; şimdi başka bir ihtimal sen içimde ve yakınımdayken uzak olabilecek miyim acaba? Uzak olmana şahit olabilecek miyim? Tek cevabı sen istemedikten sonra sadece yakınında olmanın güvenini içimde hissetmek düşecek bana. Uzun uzun düşündüm bu sabah. Bu akış beni nereye götürecek bilmiyorum. 1 hafta nasıl da 1 yıl gibi geçmiş. Seni görünce anladım yine nasıl özlemişim. Nasıl da kaldığı yerden devam ediyordu her şey, edebiliyordu. Bir güldün bana, gözlerin parladı, o yetti bile sıcaklığını hissetmeye. Bu nasıl bir tatmin aklım ermiyor. Ve nasıl bir tezat; çünkü sana saygım öyle büyük ki, çok garip bir duygu bu şimdiye kadar hiç hissetmediğim; sanki içimden geleni yaparsam sana saygısızlık yapacakmışım gibi, çünkü o kadar eminsin ki kendinden, senin bireysel alanına sanki taciz ediyorum sana sarılmak istediğimde. Ah ne zormuş kendin olamamak içinden geldiği gibi olamamak. Nasıl bir sınav bu başımdaki bilmiyorum. Akışa teslim oldum gidiyorum.

12 Eylül 2017 Salı

Doğuş.

Yazıp yazıp siliyorum hep. Çünkü söylemek istediğim tek bir kelime. ÖZLEDİM. Hayalimde bir adam. Dingin, neşeli, sıcak bakışı, nefesi huzurlu, yumuşacık sarılması. Psikopat filmler keşfettiğimiz, saatlerce sohbet ettiğimiz, durup durup bana saran, kızgınlığımı seven. Ona dair her şeyi özledim. Tüm gün aklımdan çıkmıyorken, her dakika onunla içimden konuşuyorken, bana bu kadar yakınken, şimdi ons ulaşamıyor olmak ne acı ne zor. Hayatın her anında o var, onunls paylaşayım dediğim şeyler var. Nasıl bu kadar kısa zamanda bu kadar bana ait oldun ve nasıl bunu hissettiremedim. Bana yabancı bir kadın var içimde. Kendim için ayağa kalkmamıştım ama onun için yapacağım. O bilmese de yapacağım. Rüzgara karşı durup tekrar hayatı içime çekeceğim. Sevdiği müzikleri dinleyerek onu hissedebiliyorum. Mutlu oluyorum. Gülüşü geliyor aklıma. Gözüm doluyor ama mutluyum. Nefes alabildiğimi hissediyorum. Güçlendiğimi. Yıllardır girdiğim kabuktan çıkıyorum, üstümdeki o nasırlaşmış deriden sıyrılıyorum. Donan kanım ısınıyor yeniden. Artık daha ne yaşabilirim derken şimdi umut içimde. Biraz zamandı belki tek ihtiyaç. Zamandı çünkü zamanla olan şeyler daha sağlamdı, daha özdü. Artık yeniden dinginim, içimdeki o sıcak kadını tekrar hissedebiliyorum. Kimbilir belki yine birlikte hisseder miyiz? Bu doğuşa tanıklık eder misin? Etmek ister misin? Tüm önyargılarını geride bırakıp, düşünmeden sadece anın tadını çıkarıp birbirimize ait olmanın huzurunu acaba hissetmek ister misin? Keşke istesen. O kadar özledim ki.

18 Ağustos 2017 Cuma

Farketmeden yaşıyoruz

Müthiş bir dinginlik hali. İç huzur. Yere sağlam basma rahatlığı. Ne istemediğini bilmek, ne istediğini her gün biraz da keşfederek ilerlemek. Kendinin yeniden farkında olmak. Başkasına hayatını adamadan, birey olduğunu unutmadan hayatının akışına kendini bırakmaya başlamak. Ne güzel duygularmış bunlar. Yeniden doğmuş gibi hafifim. Bunların ne kadar farkındaysam o kadar bunlara denk insanlarla tanışıyorum. Enreji zincirimi daha sağlam ve daha olmasını istediğim şekilde genişletiyorum.

Ders aldığım tutumlarım o kadar çok ki.

1. Bir kere masal diye bir şey yok. Pembe gözlük diye bir şey yok. Sınırsız fedakarlık diye bir şey yok. Yok olan şeyi ise senin de yapmana gerek yok. Bunu illa yapacaksa kendine yap. Böyle büyük bir değeri ancak kendin hak edebilirisin çünkü. Sen kendine bu değeri verdikten sonra zaten başkaları da sana bu şekilde değer vermeye başlayacaktır.

2. Bu toplum seni büyürken bazı dayatmalara alıştırdı. Özünü manipule etti. Algılarını bu oyunun bşr parçası olman üzere yönetti. Bunu ancak sen kırabilirsin. Ne yapmak ve kim olmak istediğini keşfederek. Bunu anlamak içinse özgürleş. Arın. İçine bak ve kimsin anla. sonra yol kendiliğinden geliyor. Ve inan bu duruşunu görenler seni bırak kınamak gibi bir tepki içerisine girmeyi, seni desteklemeye başlıyorlar. Çünkü aslında onları  yapmak isteyip yapamadığı şeyler bunlar. O yüzden korkma ve ilerle.

3. Affet. Kendini, her şeyi ve herkesi; yaşadığın, yaşamakta olduğun ve yaşayacağın tüm olumsuzluklara sebep olan. Sorgulamaktan vezgeçme hiçbir zaman ama kabullen her akışı olduğu gibi.

4. Olayların önü ve ardını bil. Sebebi olmadan sonuç olmaz farkına var. Ve hiçbir şeyin sebebi de sonucu da tek taraflı ve tek olmaz.  Empati yap ve objektif olmaya çalış. Sığ bir birey olma.

5. Başkalarına benzeme. Sen farklılıklarınla güzelsin. Ne kadar aykırı olsan da. Seni ayakta tutan bu yaşam enerjisi.

6. Ölümden korkma. Son mu değil mi bilmediğin soyut bir kavram. Soyut olan hiçbir şey için kendini kaynedecek kadar kafa yorma. içinde bulunduğun an gerçek. Sen kalbini ve ruhunu güzelliklere açtıktan sonra, başka evrenmiş; dünyaymış her ne var ya da yoksa orada da tüm güzellikler seninle olacaktır. Bunu böyle bil, böyle inan.

7. Kendini çok sevdin ya, şimdi hayvanları da çok sev. Onlar sadece sevgiden yapılmış canlılar. İçindeki kötülükleri hayvanlardan çıkaran insanlara karşı sağlam dur. Bu içindeki merhameti ne olursa olsun canlı tutmanın tek yolu. İnsanları da sev şimdi. Kötü niyetli, adil davranmayanları, çkarcı ve bencil olanları bile. Sev ki; onların da inanacak ilham alacak bir sebepleri olsun. anlamadılar mı, üzerinde durma sen yoluna devam et; elbet bir gün anlayamaya hazır hale geldiklerinde ruh hali olarak zaten o gün isimini anacaklar. Evren de bunu sana bilmediğin birinden gelen bir gülümseme, yardım eli her neyin ise o şekilde haber verecek.

8. Evrenin mesajlarını anlamaya çalış. İncelikli düşün. Paranoyak olma ama dengesizliğin olasılıklarını avantaja çevirmeyi öğren. Dengesiz hissetmeden dengeyi bulamazsın unutma. Seni korkutmasın bu uçlar, gel gitler. Sen sadece nerede nasıl duracağını bil.

9. Karşına çıkan her insanın her olayın hayatına katkısını yorumla ve bunu aktif hale getir. Oku, bol bol oku. Değişik müzikler dinle. Yapmayı denemediğin şeyler dene; spor olsun, yardım olsun, seyahat olsun her ne olursa olsun ama yeni deneyimlediğin bir şey olsun her daim.

10. Her kültürden, dinden, dilden, ırktan, düşünceden insanla konuş, sohbet et, tartış, anlamaya, anlatmaya çalış. Kimseyi ikna etmeye çalışma ama. Sen de ikna olma hep sorgula. Adil olmak tek hedefin olsun. Ve iyi insan olmak.

11. Herkesle ve kendinle açık iletişim içinde ol. Kendini anlamaya çalışmaktan ve ifade etmekten korkma. Ne gurur, ne inat, ne ego olsun bakış açında. Bir şeyi gönlünden geçtiği gibi hisset; mantığının aldığı kadar yaşa.

12. Kimse 100 yıl bile yaşamıyor. Bunun 40 yılında uyuyor, 30 yılında çalışıyor ve 10 yılında yemek yiyoruz. Geri kalan 20 yıl içinse yıpranma ve yıpratma. Gerek yok. Rahat ol.

13. Para araç sadece unutma. Seninle bir yere gelmeyecek. Sadece sevdiklerine yardım olarak kalacağını bilerek hedefler koy önüne. Sen asıl ruhunu doyurmaya bak. Onu besle sürekli. Tekrar bu ruh ile hayat bulacaksak kendine ancak böyle yatırım yapmış olabileceksin. Başka hayat yoksa da siktir et mutlu olduğunla kalacaksın bu en büyük zenginlik.

14. Tüm bunları yaparken yalnızsın ve hiçsin. Aile, arkadaş, dost, eş hepsi bir yere kadar. Kimsenin her an senin yanında olacağının garantisi yok. Yalnızlığının tadını çıkarmayı öğren. Yanında sana eşlik edenler olcaksa da buna değecek olanlarla yola devam et. Herkesin enerjsini olduğu gibi sorgulamadan yoluna alma. Sonra da yolun keyfini çıkarmayı öğren onlarla. Belki yolun çok güzel sapaklarla kesişir onlar sayesinde bilemezsin.

15. Hiçbir şeye anlam yükleme. Anlamını sırrına eremediğimiz bu dünyada, kum tanesi beynimizle kendimizi, olayları ve eşyaları bu kadar önemsemeye gerek yok çünkü. Senin anlamından daha büyük anlamlar vardır belki de bunu bilemezsin.

16. Seviyorsan git konuş bence :) Hiçbir şey için bekleme. Sadece unutma, her sevdiğinle kendini paylaşmak zorunda değilsin. Özel olduğunu unutma. İçine aldığın herkesin enerjisinin sana geçeceğini unutma. O yüzden -en basit anlatımıyla- ona benzemek istemediğin kimseyi içine alma, ruhuna katma.

17. Her şeyi kontrol etmeye çalışmaktan vazgeç. Bu manyaklık. Takıntılarından özgürleş. Akışın içinde bir sıvı gibi şekil almayı öğrenmeye dene. Belki bu sana daha da iyi gelecek hatta. alış bu bakış açısına.

18. Sen farketmeden başına gelenlerin güzelliğini fark etmeye hissetmeye çalış. Tüm bu maddeleri yaptıktan sonra gönlünden geçen güzel insan karşına elbet çıkacak. Belki son olmayacak hayatındaki yeri, ama amacın son olacak olanı beklemek de olmasın, onu bulmaya çalışmak da. Sen tüm güzellikleri görüp anlayıp keyfini çıkarmaya çalış.

19. O gün geldiğinde arkana yaslan, birey olduğunu unutmadan, dengeni bozmadan, birbirinize hayatınızda eşlik etmeye yetecek kadar yer açın. Olumlu, mutlu, paylaşımcı, tutkulu, keyif alan ve keşfeden birer eş olun birbirinize. Önünüzde strateji, taktik, engel, aşama koymayın. Ve tüm bu güzellikleri yapmak için bir imzayı hedef olarak asla koymayın. Ben ve Sen de olun, biz de. Ne zaman hangisini olacağınızı bilin yeter. Önceliğiniz hep "biz" olsun ama birer birey olarak "biz". Özsaygınızı, benliğinizi kaybetmeden. Dengeli bir paylaşımla. Kötüye kullanmadan. Saf sevgiyle ve iyi niyetle.

20. Ders almaya devam ettiğinizi unutmayın. Algılar hep açık olacak, yılmak veya yorulmak yok :)






10 Temmuz 2017 Pazartesi

Keşif

Güm güm, güm güm, güm güm, güm... Bu kalp atışları 4 sn'de olmuyor normal insanlardaki gibi. Bir hiperdir musallat oldu başıma çünkü; neymiş efendim vücudumun kaldırabileceğinden büyük yükler altına girmişim duygusal olarak. E n'apalım yani yaşamak gerektiğinde atom karınca olmak genlerimizde var. Gerçi şimdi çıkıp sayıp sövesim geliyor bu illetin altından tek başıma kalkmaya çalışırken ama ne fayda! Bu evren koskocaman, benden büyük. Konuya dönecek olursak, bu 2 sn içinde atan 4 kalp atışı hiperden dostum. Neyseki 2-3'e düşürdük. Düşürdük de... Bu sefer de nefeslerin süresi uzuyor. Hayat bu ya, olmazı olduruyor. Bugünlerde bir şeyler oluyor bana acaba neden ben de bilmiyorum. Adını koyamıyorum. Aydınlanmaya başladım. Yeniden hayata karşı bir umudum doğmaya başladı. İnsanın bir amacı yokken bir hiçmiş. Ha yaşamış ha ölmüş fark etmiyormuş. Ama o nadası yapmadan olmuyormuş demekki. Her işin başı meditasyon, bunu bilir bunu derim. Sen hazır hale geldiğinde karşına çıkıyormuş o güzel insanlar.

O kadar güzel bir hismis ki yeniden bu duruşu somut bir şekilde ruhunda hissetmek. Senin sadece sen olarak ayakta durman. Sevdiklerin ve sevmediklerinle. İstediklerin ve istemediklerinle. Nasıl da kendimden olmuşum, kendimi en sona koymuşum bir süredir. Aklım ermiyor şimdi kendime, nasıl insan bilerek kendini bu duruma sokar diye. Demekki basiretin bağlandığı evrenin senin için akmayı durduğu zamanlar da olabiliyormuş.

Kendimi bulma sürecinde çok gariptir ki hep ayna olacak kişiler çıktı karşıma. Kendimi her bir daha bulduğumda, o halime daha bir denk birileri çıkıyor karşıma. Buna sevinmeliyim bence. Olmak istediğim insan olduğumda nihayet belki de hayat boyu artık aynı yolda yürüyebileceğim ruh çıkar karşıma. O yolu nasıl yürüyeceğim hiç umurumda değil, sadece paylaşmak istiyorum o anları. Mutlu ve huzurlu olmak, hayattan keyif almak, evrenin her detayını birlikte keşfetmek, hem ruhani hem de fiziki bir keşif bu.

Şöyle bir baktım da önce 2011 de sonra da Eylül 2016'da "kendi içime dönüp kendimi yeniden keşfetmem lazım" demişim. Son keşfimi 1 yıla yakın bir sürede tamamlıyorum şanslıyım ki. Daha nice keşiflere diyorum; umarım bu kadar acıtmadan ve lezzetli bir tadım şeklinde olur gelecektekiler.