13 Eylül 2017 Çarşamba
Akış
Hayatımın akışına bırakıyorum kendimi demiştim, akış sana doğru. Anlam yüklemeyeyim diyorum. Ama bunca tesadüf artık bir işaret olmalı. Bir iki değil ki... Sen bu kadar içimdeyken sana bu kadar uzak olmak diye düşünürken; şimdi başka bir ihtimal sen içimde ve yakınımdayken uzak olabilecek miyim acaba? Uzak olmana şahit olabilecek miyim? Tek cevabı sen istemedikten sonra sadece yakınında olmanın güvenini içimde hissetmek düşecek bana. Uzun uzun düşündüm bu sabah. Bu akış beni nereye götürecek bilmiyorum. 1 hafta nasıl da 1 yıl gibi geçmiş. Seni görünce anladım yine nasıl özlemişim. Nasıl da kaldığı yerden devam ediyordu her şey, edebiliyordu. Bir güldün bana, gözlerin parladı, o yetti bile sıcaklığını hissetmeye. Bu nasıl bir tatmin aklım ermiyor. Ve nasıl bir tezat; çünkü sana saygım öyle büyük ki, çok garip bir duygu bu şimdiye kadar hiç hissetmediğim; sanki içimden geleni yaparsam sana saygısızlık yapacakmışım gibi, çünkü o kadar eminsin ki kendinden, senin bireysel alanına sanki taciz ediyorum sana sarılmak istediğimde. Ah ne zormuş kendin olamamak içinden geldiği gibi olamamak. Nasıl bir sınav bu başımdaki bilmiyorum. Akışa teslim oldum gidiyorum.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder