26 Temmuz 2016 Salı

Hayat Çok Kısa

En son ne zaman sebepsiz yere birini mutlu ettiniz? Kendiniz de dahil. 

Hayat öyle bir hızla akıp geçiyor ki, özellikle enerji sömüren bir şehirde yaşıyorsanız ve mesainizden sonra günün geri kalanına bir aktiviteyi bile zorla sığdırabiliyorsanız ardı arkası kesilmeyen sonsuz gündüz ve gece döngüsü bir göz kırpış kadar hızlı geçmiş gitmiş oluyor kimi zaman. Bir bakmışsınız 3-5 yıl geçivermiş. Çok mu karamsarım sizce? 

Tabii bunun üzerine bir de yaş faktörü eklenmeyegörsün, kalan bir dal enerjiniz de hevessizliğinize mahkum oluveriyor. Sonra bir uyanış oluyor bir ara, farkına varınca nasıl bir kısır döngü içinde olduğunun, çarkları tersine çevirmek istercesine kararlar ve aksiyonlar alınmaya başlanıyor, o da çok sürmüyor. Yıl sonunda bu sene de yapmak isteyip yapamadığımız koca bir liste ile kalakalıveriyoruz baş başa. 

Şimdi geri dönüp bakıyorum da, çılgınca yaptığım onca şeyi az bile yapmışım. Daha çılgın ve umarsızca yaşamalıymış. Bir kere kesin yurt dışında bir süre yaşanmalıymış. Ah anneciğim, minik anneciğim ne kadar çok demişti de başına buyruk davranmıştım. Göğe erdim şimdi!

Bazen söz dinlemek gerekiyor arkadaşım, kendi kafanın dikine gitmeyip dinleyeceksin, eşini-dostunu-aileni-yabancı görüşleri. Kendi payına düşeni almayı bileceksin. Hep tetikte olacaksın ne zaman, neyin sana nasıl ve neden hissettirdiğiyle ilgili. Ve mutlu olduklarını yapmaya devam edeceksin. Kök salmaya gerek yok mutsuzlukta. Alt üst olacak diye korktuğumuz veya çekindiğimiz onca şeyin belki de altı üstünden çok daha hayırlı olacak kim bilir. 

Ara sıra işte klişe ve beylik sözleri, deyişleri de okuyacaksın. Bu dünya, bir tek kendi deneyimlerinden öğrenerek yoluna devam etmen için çok kısa çünkü. Her 10 yaşta bir, kendine ciddi bir çeki düzen vereceksin bir kere. 

Unutmayacaksın şükretmeyi, karşılıksız vermeyi. İnsanları, hayvanları, tüm evreni seveceksin bu ortamda var olma sıfatınla. Ama önce ben diyeceksin, önce kendini seveceksin. Ve herkese de olabildiğince bunu dayatacaksın. İnsan kendini sevmeyi bilmeden, başkalarını nasıl seveceğini bilmiyor ve etraftan gördüklerini sevgi zannederek yakıyor yıkıyor çünkü. Kitle etkisi olur diye düşünüp kime ne kadar dokunabilirsen dokunup bu sosyal sorumluluğu yerine getirmeyi bir borç bileceksin evrene. 

Ve hayal edeceksin sürekli, sadece düşünmeyip zihninde bir de görütüleyeceksin. Hatta "gif"e bile çevir yaratıcı ol sonu yok eğlenmenin. Yeter ki hayattan keyif almayı bil. Yanında hayattan keyif almayı bilenlerle yoluna devam et. Sana engel duran olumsuz düşünce, aksiyon, insan, canlı ne varsa görmezden gel ve hayatından çıkar.

Ellerin buruş buruş olduğunda her bir çizgiyi hatırlayabilmek ve anılarınla ruhunu gençleştirebilmek için de emanetin olan bu vücuda iyi bak, iyi ve doğru beslen. arada kendini şımart tabii ki, ve bunu severek yap. Sevdiklerinle de paylaş. Onları güzel ve leziz sofralarla mutlu et, hatta mümkünse bunu onlarla birlikte yap. 

Yerken, içerken, severken, gezerken, ağlarken, büyürken, başarırken, paylaşırken veya her neyse yapıyorken işte onu isteyerek, kabul ederek ve büyük bir mutlulukla yap. Bul bir yolunu işte. Hayat çok kısa.

Hiç yorum yok: