13 Ağustos 2016 Cumartesi

Zaman durmuş

Nefes almak detay gibi sanki artık. Gündüz bitmiş, gece olmuş, sonra yine sabah ve derken akşam olmuş... Hiç manası yok. Dünya dönüyor evet ama sanki zaman durdu bilinmezlik saatinde. Gözlerimi kapayıp sürekli uyumak istiyorum ve rüyalarımda yaşamak. Sanki tek özgür olduğum yer orası. Ait olduğum evde yarımım. Yıldızları saymaya başlasam bitene kadar bu kabus da geçer mi? Şöyle tonlarca çamaşır suyu falan dökseler bu pislik durumların üzerine, o zaman belki her şey açığa çıkar mı? Kalplerimiz de temizlenir mi? Umutlarımız? Belki de...

Hafızamızı silebilsek keşke, sadece filmlerde olmasa bu imkanlar. Zaten her şey mutluluk için değil mi, ne güzel olurdu silebilsek. Kötü anılar gidecek sadece güzeller kalacak. O zaman bir tek ben olamam bu dünyaya toz pembe bakan. O zaman çamaşır suyuna da gerek kalmaz.

Issız uzak doğayla baş başa olabileceğim bir yerde bir ben bir sevdiğim olsun başka kimse olmasın istiyorum. Kimse karışamasın, konuşamasın. Sahte sohbetler yok, çıkarcı ilişkiler yok, gereksiz karamsarlıklar yok. Kocaman bir huzur istiyorum. Kocaman bir şefkat.

Hiç yorum yok: